İLÇEMİZİN TARİHÇESİ
Bugün İkizce olarak bilinen yerleşim yerinin soon zamanlarda yapılan arştırmalara göre ortaya çıkışı Trabzon İmparatorluğudönemine (1204-1461) rastlar. İkizce´nin Anadolu Selçuklu Beylikleri döneminde merkezi Tokat Niksar´da bulunan Taceddinoğulları Beyliği´nin eline geçtiği bilinir. İkizce´nin ismi 1957 yılına kadar Laleli olarak kullanılmıştır.Daha sonra bölge halkının girişimleri ile bu isim İkizce olarak değiştirilmiştir. Yöre isminin İkizce yapılmasının sebebi de ilçenin ortasından geçen derenin ilçeyi ikiye bölmesi veya ilçenin girişinde iki ucu birleşen derenin ilçeyi ikiye bölmesi olarak kabul edilebilir. Laleli isminin geçmişini araştırıldığında ise bölgede yaşayan yerlilerin burada Lalaoğulları adı altında bir beylik kurulduğu rivayet edilir. Laleli´nin gelişimini Osmanlı Lale Devri´nde tam anlamıyla gerçekleştiirildiğinden hareket edersek ismin geçmişine Lale Devri´nde rastlanır. Zaten Osmanlı vezirlerinden Lala Paşa da bir sefer sırasında bu yörede konaklamıştır. Bugun kutsal olarak kabul gören, yapılışı ve geçmişi hakkında fazla bilgi bulunmayan Eski Camii üzerinde de lale motiflerine rastlanır. Bölgede Türkler ile Rum ve Ermeniler 1920 yılana kadar birlikte yaşamışlardır. Bölgede Keriş Köprüsü olarak bilinen köprü 1896 yılında Rumlar tarafından yapılmıştır.
COĞRAFİ BİLGİ
İkizce İlçesi, Ünye İlçesi´ne 30 km. mesafede olup Ünye´den Samsun istikametine giden karayolunun 15. km´sinde Samsun il sınırı olan Akçay Köprüsü´nden güneye dönülerek 15 km içeride Akçay Irmağı´nın iki yakasında tepeler eteðinde kurulmup şirin bir yerleşim yeridir. İkizce sahil karayolu arası 15 km olup tamamen asfalttır. 41-42 enlem, 36-37 boylam dereceleri arasında yer almaktadır. İlçenin kuzeyinde Akçay, güneyinde Akkuş, batısında Terme, doğusunda Çaybaşı bulunmaktadır. İlçenin yüzölçümü 140 km2´dir. 1 km kareye 201 kiþi düþmektedir. İkizce Türkiye´nin alan olarak on binde 18´ini teþkil etmektedir. İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği (Rakım) 130 mt olup, buna karşın belde ve köyleri daha yüksek ve engebelidir. Bitki örtüsü orman olup; tür olarak kestane, gürgen, meþe, kızılağaç mevcuttur. Bu bitki örtüsüne bir de fındık bahçeleri eklenince ilçenin yem yeþil bir bitki örtüsüne büründüğünü görürüz. İlçemiz Karadeniz İklimi etkisi altındadır. Yazları sıcak, kışları soğuk ve kar yağışlıdır. İlçenin tam ortasından geçen Akçay Irmağı ilçenin hayat damarı ve güzellik kaynağıdır. (Çıkış itibari ile iki koldan gelmektedir. Kocaman Deresi, Akkuş İlçesi´ne bağlı Kızlar Yaylası´nın doğu eteklerinden doğup Devecik Beldesi ile Yoğunoluk Beldesi´nden geçerek Özpınar ve Kocaman üzerinden İkizce´ye dökülür. Bu dere Adalar Mahallesi Devrent Dibi denilen yerde birleşerek Akçay Irmağı adı ile ilçenin tam ortasından geçerek Karadeniz´e dökülür. Akçay Irmağı bölgenin en önemli güzellik kaynağıdır. bundan dolayı buraya Dereiçi denilmektedir. İki yakalı olarak görünen ilçemiz bir köprü ile birleştirilmiştir. İlkbaharda karların erimesi ile taşan ve yazları suyu azalan bu derede yöre tabiri ile kasnak, bıyıklı, karabalık türleri, Yoğunoluk ve Devecik beldelerinde ise alabalık bulunmaktadır. İlçede salı günleri pazar kurulmaktadır. Ayrıca şehrin yolları ise beton parkeler ile döşenmiştir. İlçe merkezi dört bir yandan açılmış yollarla diğer ilçe, belde ve köylere bağlanmaktadır. İlçenin diğer illere bağlantsı Ünye, Terme ve Akkuş ilçeleri üzerinden olmaktadır.
ULAŞIM
İkizce İlçesi, Ünye İlçesi´ne 30 km. mesafede olup Ünye´den Samsun istikametine giden karayolunun 15. km´sinde Samsun il sınırı olan Akçay Köprüsü´nden güneye dönülerek 15 km içeride Akçay Irmağı´nın iki yakasında tepeler eteğinde kurulmuş şirin bir yerleşim yeridir. İlçemize Ünye İlçesindeki Otobüs Terminalinden her saat araç kalkmakta olup, yaklaşık 35-40 dakikada İlçe merkezine ulaşılmaktadır.
NÜFUS
İlçemizin toplam nüfusu 2012 genel nüfus sayımına göre 20.332'dir. Bunun 7.106'ı ilçe merkezinde, 13.226 ise belde ve köylerde yaşamaktadır. İlçe sınırları içinde, biri ilçe belediyesi, 4´ü belde belediyesi (Devecik, Kaynartaş, Şenbolluk, Yoğunoluk) olmak üzere toplam 5 belde ve 7 köy vardır.
KÜLTÜR TURİZM
ESKİ CAMİİ (LALELİ CAMİİ)
Hangi tarihte kim tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmemekle beraber bu caminin yapımı ile ilgili pek çok rivayet vardır.Tamamen ahşap olan camide kullanılan kereste bölge iklimine dayanıklı olan pelit ağacından yapılmıştır.İnşaatın kerestesi Ünye Çatak Köyü Düzpelit mahallesinden temin edilmiştir.1994 Yılında AMERİKAN CORNELL Üniversitesi'nden Profesör Peter Ian KUNIHOLM Başkanlığındaki heyetin yaptığı incelemeler neticesinde Caminin 400-500 yıl önce yapıldığı kullanılan Ağaçlar üzerindeki incelemelerden anlaşılmıştır. Rivayete göre camii inşasına İkizce Laleli Mahallesinde başlanmış, Caminin temeli atılmış, ertesi gün aynı yerde bulunamamış.İnşaat bugünkü bulunduğu yere taşınmış olduğu halde görülmüştür.Söküp tekrar eski yerine taşımışlar, ertesi gün aynı olay tekerrür etmiş.Sebebini araştırmak için geceleyin nöbet tutulmuş, bakmışlar ki kimsenin tanımadığı devasa insanlar kocaman kalasları yüklenip karşıya taşıyorlar.İçlerinden bazıları da inşaatın temelini kuruyor.Bu hikmetli olay karşısında caminin yeri kendiliğinden belirlenmiş ve bugünkü bulunduğu yere inşa edilmiştir. Bir başka rivayete göre Camii Lale Devrinde yapılmıştır.Bu rivayetin dayanağı ise Caminin kapısındaki Lale kabartmalarıdır. Önceden daha büyük inşa edildiği sanılan cami sonradan geçirdiği bir onarımla küçültüldüğü söylenir.caminin çatısını kapatan oluklu kiremitlerin ise Gençağa kalesinden getirildiği söylenir.Onarımdan artan kerestelerle yolcular için barınak yapılmış olup, bu barınak camii çevresi restore edilirken kaldırılmıştır.Camiye ait diğer bir özellik ise uzun yıllar önce yapılmasına rağmen hiç yıpranmadan günümüze kadar gelmiş olmasıdır.hemen önünden geçen taş döşeme yol, çevrenin bilinen en eski yoludur. Caminin çift kanatlı kapısı sanat tarihçilerini yakından ilgilendiren bir özelliğe sahiptir.Kapı çevresi kabartmaları ve kapı göbeği olarak yapılmış Lale kabartması ile oldukça dikkat çekicidir.Cami duvarına kazınmış yelkenli resimleri ve bazı tarihler sonradan yapılmış olma ihtimaliyle caminin yapılış tarihine ışık tutabilecek bir özelliğe sahip değildir.Caminin iç dekarasyonunda ise sadelik göze çarpar.Eski camii mimari özelliğinden çok, uzun yıllar hizmet vermiş ve belli bir bilinmezlik içinde olmasından dolayı adından saygıyla ve hikmetle söz ettirir.Camii avlusu en az camii kadar eski şehit mezarları ile doludur.Bu nedenle kurak yaz aylarında yağmur duası için insanların toplandığı en önde gelen kutsal yerlendendir. Burada yapılan duaların bugüne kadar boş geçmediği söylenir.
ŞAHİNKAYA
İkizce İlçesi´nin Gaziler Mahallesi´nde yer alan Şahinkaya, İkizce´nin yaklaşık 3 km. güneydoğusunda yer alan sarp yerde tabii bir granit kayadır. Gaziler Mahallesi´nin doğusunda kalır. İçerisinde tabii ve insanlar tarafından yapılmış mağaralar mevcuttur. Şahinkaya´da şahinler, akbabalar, kartallar ve kuzgunlar yaşadığı için ismini şahinlerden almıştır.
GENÇAĞAKALESİ
İlçe merkezine 2,4 km´si asfalt, 6,8 km uzaklıkta, Karlıtepe sınırları içerisinde bulunan kale iki bölümden oluşmaktadır. Asıl birinci bölüm Ağa´nın (Kale kumandanının) yerleşim alanını teşkil etmektedir. Yaklaşık 60 metre yüksekliğinde bulunan kütle kayanın kuzeyi ve kuzeydoğusu yarıya kadar 2 (iki) metre kalınlığında kesme taştan örme sur ile çevrilmiştir. Giriş kapısı kütle kayanın 30 metre yükseğinde olup, buraya oyma 69 basamaklı merdivenle çıkılmaktadır. Giriş kapısının hemen solunda 6 metre yüksekliğinde 3 metre genişliğinde bir oda bulunmaktadır. Diğer oda ve bölümlerin taşları köylüler tarafından ev yapımı için alınmış olup, surlarla çevrili alan düzlük ve çayırlık haline gelmiştir. bu yerleşim alanından sonra 30 metre daha devam eden sivri tepenin eteğinde beş adet kuyu bulunmaktadır. Oyma kanallarla birbirine ağzından bağlantısı olan kuyuların sarnıç olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Birinci büyük kuyunun ağzı dar, dibi geniş olup içerisine taş atıldığı zaman bakır sesine benzer yankı yaptığı için halk arasında "Bakır Kuyusu" adını almıştır. Rivayet edilen dilden dile günümüze kadar gelen "Akıl ararsan başta, para ararsan karşımın karşısındaki taşta." sözüne göre defineciler bu kuyuları boşaltıp bakırları almak istemişler ve etrafta değişik kazılar yaparak kalenin yapısını bozmuşlardır. İkinci bölüm ise, çok sayıda sert ve sivri kayalardan oluşmaktadır. Ağzı dar dibi çok geniş 6-7 metre derinliğinde bir kuyu bulunmaktadır. Yakın tarihimize kadar içerisinde kemikler ve kemik tozları bulunduğu için halk arasında "Kemik Kuyusu" adını almıştır. Rivayete göre zindan olarak kullanıldığı söylenmektedir. Gençağa Kale´sinin çok zengin ve çok sayıda askeri olan Dere-beyi Gençağa tarafından yaptırıldığı söylenmektedir. Düşmanları tarafından kuşatılan Gençağa´nın bir gece 7 katır yükü altın ile kaleyi terk ettiği, katırların yorulduğu yerlerde altınları gömerek düşmanlardan kurtardığı söylenir. Bu söylentilere göre yöredeki defineciler altınları aramaktadırlar.
CİNDEĞİRMENİ
Araştırmalar sonucunda hangi tarihlerde yapıldığı bilinmeyen Rumlar tarafından yapılan değirmen, İkizce-Devecik yolun 17. km´si üzerindedir. Us Değirmeni de denilen bu değirmen Çaybaşı İlküvez Beldesi ile İkizce Devecik Beldesi arasında bulunan Diyek Irmağı üzerindedir. Değirmenin ıssız bir yerde bulunması ve halk tarafından cinlerin istilasına uğradığı inancı yaygın olduğu için adı Cin Değirmeni olarak anılan bu değirmen, tabii mağara içerisine ağaçtan yapılmış olup, 1970´li yıllarda sel suyunun ağaçları götürmesinden sonra 3x4 metre ebadında betondan tekrar yapılmıştır.